Sık Karşılaşılan 17 Teknik SEO Problemi ve Çözümleri

Sık Karşılaşılan 17 Teknik SEO Problemi ve Çözümleri

Sık Karşılaşılan 17 Teknik SEO Problemi ve Çözümleri

İşletmeler her geçen yıl SEO çalışmalarına daha fazla yatırım yapmaktadırlar. Mevcut müşteri potansiyelini yakalamak ve aynı zamanda doğru işletme profili oluşturmak için bu son derece gerekli bir durumdur. Ancak sadece SEO çalışmalarına yatırım yapmak yeterli değildir. Site içerisinde yer alan teknik SEO sorunlarının tespit edilmesi ve çözülmesi gereklidir.

İçeriğimizde neler var?

1. Site Hızı

Sitenizin arama motoru sonuç sayfasındaki sıralaması site hızına bağlıdır. Bir site ne kadar hızlı olursa kullanıcı deneyimi o kadar iyi olur. Bu nedenle yavaş sitelerin sıralamalarda aşağıya doğru yön aldıkları görülür. Sunucu yanıt süresi 2 saniyeden fazlaysa Google sitenize gönderilen bot sayısını azaltır. Bu durum sitenizin daha az indeks alması anlamına gelir.

Çözüm için Google PageSpeed Insights aracını kullanmalısınız. Bu araç, hem masaüstü hem de mobil sürümlerde sitenizin performansını izler ve ölçer. Doğru şekilde optimize edilmemiş sayfalar için uyarılar yer alır. Aracın en iyi yanı tespit edilen sorunların çözümüne ilişkin uygulanabilir açıklamalar sunmasıdır.

WordPress kullanıcıysanız tespit edilen sorunların çözümü için hosting hizmetini aldığınız yerden destek almak isteyebilirsiniz. Çalışma süresi ve hız değerleri iyi test edilmiş bir WordPress hosting hizmeti almaya çalışmalısınız. Bunun dışında sayfanızdaki görüntüleri optimize etmek, tarayıcı önbelleğini yükseltmek ve CSS ile JavaScript’i küçültmek sitenizin hızıyla ilgili olumlu sonuçlar almanıza yardımcı olabilecektir.

2. Düşük Metin-HTML Oranı

Metin-HTML oranının düşük olması sitenizdeki teknik SEO ile ilgili köklü sorunların oluşmasına neden olabilir. Bu oranların düşük olması şunları gösterebilir:

  • Aşırı kod nedeniyle sitelerin yavaş açılması
  • Arama botları için tehlikeli olan gizli metinler
  • Aşırı Flash, satır içi stil ve JavaScript kodları

JavaScript harika bir programlama dilidir. Ancak ne yaptığınızı bilmiyorsanız sitenizi yavaşlatır. Bunu düzeltmek için gerekli noktalarda sayfa metinlerinden destek alın, satır içi komutları ayrı dosyalara taşıyın ve gereksiz kodları kaldırın.

3. Bozuk Linkler

Sitenizde yüzlerce sayfa varsa bir veya iki bozuk link olması normaldir. Bu siteniz için neredeyse hiç sorun teşkil etmez. Ancak, düzinelerce bozuk link olması siteniz için çok büyük bir sorundur. Çünkü:

  • Kullanıcının sitenize yönelik kalite algısı bozulur.
  • Bozuk linkler tarama bütçenizde gereksiz harcama yapılmasına neden olur.
  • Arama motorları çok fazla bozuk link bulduğu zaman sitenizin önemli sayfalarını dahi taramayı bırakır.
  • Sitenizin sayfa otoritesi olumsuz yönde etkilenir.

Çözüm için hangi sayfalarınızın 404 hatası verdiğini bulmalısınız. Bunun için Google Search Console hesabınıza giriş yapın ve Tarama kısmında yer alan Tarama Hataları seçeneğine tıklayın. 404 hatalarının erkenden düzeltilmesi gerekir. Böylece ziyaretçilerin sorun yaşamasına engel olursunuz.

4. Dil Beyanında Hatalar

Global ziyaretçilere sahip siteler için dil beyanı önemlidir. Bu beyan doğrultusunda arama motorları sitenizin dilini algılayabilir. Sitenizin dilini doğru şekilde beyan etmeyi başardığınız zaman kullanıcı deneyimini geliştirmeye yardımcı olursunuz. Ayrıca dil beyanının doğal olarak uluslararası SEO ve coğrafi konum açısından çeşitli avantajları vardır.

Çözüm için sitenizde rel=”alternate” hreflang etiketini kullanmanız gerekir. Site yöneticileri tarafından yapılan yaygın hatalardan biri yanlış dil kodlarının kullanılmasıdır. Doğru kodu seçmek için HTML dil kodu referans listesine göz atmalısınız. Dil beyanı SEO için önemli olan web sayfasıyla alakalı durumun önemli bir yönüdür.

Başka bir hata, dönüş etiketi hatalarından kaynaklanır. Bunlar birbirlerini çapraz olarak referans uygulanmamış hreflang ek açıklamalarından kaynaklanır. Bu hataları tanımlamak için Google Search Console > Uluslararası Hedefleme özelliğini kullanabilirsiniz. Bu ek açıklamalarda şuna dikkat etmelisiniz: A sayfası B’ye bağlanırsa, B sayfasının A’ya geri dönmesi gerekir.

5. Kopya İçerik

Yapılan araştırmalara göre web ortamındaki içerikleri yaklaşık %29’u kopya içerikten oluşmaktadır. Sitenizin bu kategoriye girmediğinden emin olmalısınız. Çünkü kopya içerik yalnızca sıralamanızı etkilemez, aynı zamanda Google tarafından sitenizin cezalandırılmasına neden olabilir. Böylece arama motoru sonuç sayfasında sıralama alma şansını kaybedebilirsiniz.

Şimdi Okumalısın!  En İyi 15 WordPress SEO Eklentisi ile İşinizi Büyütün

Çözüm için site içeriğini analiz etmeniz gerekir. Bunun içi Siteliner ve Copyscape gibi araçları kullanabilirsiniz. Kopya içerikle karşılaşmanız durumunda aşağıdaki seçeneklere dikkat etmelisiniz:

Google Search Console’da doğru URL versiyonunu işaretlemeniz gerekir. Ayarlar kısmına giderek sağ üst köşede yer alan Site Ayarları kısmına tıklamalı ve doğru URL biçimini seçmelisiniz. Örneğin www seçimini yaptıysanız bir arama motoru sitenizin www-olmayan versiyonuna denk geldiğinde, söz konusu sayfa tercih edilen URL www versiyonuyla aynı değerde görülecektir.

Çeşitli URL’ler aynı içeriği paylaşıyorsa link paylaşımı, gereksiz site linki oluşturma ve parametre izleme problemi söz konusu olabilecektir. Bunları önlemek için canonical etiketini kullanmalısınız. Bu etikete rastlayan herhangi bir bot asıl kaynağın linkini kullanacaktır. Kopyalanan sayfaya eklenen her link orijinal sayfaya bir link gibi değerlendirilir. Böylece linkler üzerinden SEO değerini kaybetme gibi bir problemle karşılaşmazsınız.

6. Eksik Alt Etiketler ve Bozuk Görseller

Görüntü optimizasyonu ile ilgili sorunlar oldukça yaygındır. Ancak siteniz bunlara dayalı bir yer değilse onlara sonradan göz atabilirsiniz. Eksik alt etiketler ve bozuk resimler, işletme sahiplerinin çözmesi gereken en yaygın sorunlardır.

Alt etiketleri, içerikleri tanımlayan, resimlerin HTML özellikleridir. Bir görüntü bileşeni sitenizde düzgün bir şekilde oluşturulamazsa görüntünün alt etiketi hem içeriği hem de işlevi açıklar. Ayrıca, arama motoru tarayıcılarının sayfa bilgilerini anlamalarına yardımcı olarak gerekli anahtar kelimeyi pekiştirirler.

Çözüm için alt etiketleri en iyi şekilde kullanmanız gerekir. Görsel bileşenini HTML kodunda bulun ve ona alt etiketi ekleyin. WordPress kullanıyorsanız bunu doğrudan panel üzerinden gerçekleştirmeyi başarabilirsiniz.

7. Başlık Etiketlerinde Sorunlar

Problem sadece başlık etiketinin kendisi değildir. Çok çeşitli olan ve sık sık karşılaşılan problemler söz konusudur. En yaygın olanlar şu şekildedir:

  • Yinelenen başlık etiketleri
  • Aşırı uzun veya aşırı kısa başlık etiketleri
  • Eksik başlık etiketleri

Çözüm için web sayfalarınızın başlık etiketlerini sıkıştırma yoluna gitmelisiniz. Çünkü çeşitli cihazlara göre görüntülenecek olan başlık etiketi karakter miktarı değişiklik gösterebilmektedir. 70-71 karakter ideal gibi gözükse bile 50-60 karakterin ideal olduğu durumlar da vardır.

En iyi yöntem için “Birincil Anahtar Kelime – İkincil Anahtar Kelime – Markanın Adı” yapısını kullanabilirsiniz. Her sayfanın benzersiz bir başlık etiketine sahip olmasına dikkat etmelisiniz. Örneğin bir e-ticaret sitesi için “Öge Adı – Öge Kategorisi – Marka” şeklinde yapı oluşturabilirsiniz. Anahtar kelimenin mutlaka başlık etiketinin başında olmasına dikkat etmelisiniz.

8. Dağınık URL’ler

“…index.php?p=367594” gibi bir şeyle biten URL’ler sizin için hiçbir anlam ifade etmez. Bu tür URL’ler sezgisel ve aynı zamanda kullanıcı dostu değildirler.

Çok yaygın olan bu site içi teknik SEO problemini çözmek için yapabilecekleriniz oldukça basittir:

  • URL’lere anahtar kelimeler ekleyin.
  • Boşluk kullanmak yerine kelimeleri ayırmak için kısa çizgiler kullanın.
  • Aynı içeriği sunan birden fazla URL’de canonical etiketini kullanın.
  • Uzun URL’leri 70 karakterden daha az olacak şekilde değiştirmeye çalışın.
  • Tek bir alan adı ve alt alan adı kullanın.
  • Küçük harf kullanın.

9. Düşük Kelime Sayısı

Zayıf içerik SEO çalışmalarınızı öldürebilir. Bunun tam tersi de geçerlidir. Arama sorguları için en üst sıralarda yer alan sayfaları incelediğiniz zaman sonuçların ortak noktalarını ve farklılıklarını hemen görebilirsiniz. En üst sırada yer alanlar ayrıntılı ve derinlemesine içeriklere sahiptirler.

Zayıf içerik sayfa başına kalite sunmak yerine sitenizdeki sayfa sayısını yükseltmeniz anlamına gelir. Bu sorunu çözmek için içeriğe eklenebilecek ilgili ve alakalı bilgileri bulmaya çalışmalısınız.

Şimdi Okumalısın!  Gizli Anlamsal İndeksleme (LSI) SEO Açısından Ne Anlama Gelmektedir

Sorularınız için uzun kuyruklu anahtar kelimeler ve normal anahtar kelimeler kullanmalısınız. Çünkü alt başlıklar uzun içeriklere yapı kazandıracak ve aynı zamanda sesli arama için çekicilik sunacaktır. Bir blog yazısı için önerilen ortalama kelime sayısı 2.250-2.500 kelime arasıdır. Bu rakama ne kadar yaklaşırsanız sizin için o kadar iyidir.

10. Standart Olmayan Mobil Deneyim

Bu büyük bir sorundur çünkü Google artık mobil öncelikli indeksleme yöntemine başvurmaktadır. Arama devi artık siteleri mobil sürümlerine göre sıralayacaktır. Bu nedenle mobil cihazlar için hazır bir görünüme sahip olmanız gerekir. Ancak pek çok site mobil tarama için gerçek anlamda optimize edilmiş değildir.

  • Cep telefonu kullanımı her zaman yüksektir. Geçen yıl sadece ABD’de 224 milyondan fazla akıllı telefon kullanıcısı vardı.
  • Site ziyaretçilerinin %40’ı siteniz mobil uyumlu değilse sitenizden çıkıp gidecektir. Bu nedenle en kısa sürede sitenizi mobil için optimize etmek önemlidir.

Standart olmayan mobil deneyim problemini çözmek için yapmanız gerekenler oldukça basittir:

  • JavaScript’i, görselleri ve CSS’leri engellemeyin çünkü Google’ın arama botları içeriği doğru şekilde sınıflandırmak için bu ögeleri ararlar.
  • Flash içeriğinden olabildiğince kaçının ve cihazlar arası dönüşümler için içeriğinizi optimize edin.
  • Sitenizi geniş parmaklı akıllı telefon kullanıcılarının kolayca butonlara dokunup rahatça göz atabilecekleri şekilde tasarlamaya çalışın.
  • Zengin snippet’lara sahip aramaların mobil cihazlarda öne çıkması ve daha fazla tıklama alması olasıdır. Bu nedenle schema.org yapılandırılmış verilerini kullanın.
  • Siteniz için hız testlerini gerçekleştirin. Google PageSpeed Insights, Pingdom ve GTmetrix araçlarını kullanarak sitenizin hız problemlerini kontrol edin ve onları düzeltin.

11. Performans Sunmayan İletişim Formları

Sitenizde yer alan iletişim formlarını iyi kontrol etmeniz gerekir. Bu formların kolayca doldurulabilir olması ve kullanıcıyı iletişime teşvik etmesi gerekir. Yapılan araştırmalar bir iletişim formuyla karşılaşan kullanıcıların sadece %49’unun formu doldurmaya başladığını göstermektedir. İşin ilginç tarafı, formu doldurmaya başlayanların sadece %16’sı formu tamamen doldurmaktadır.

Müşterilerinizden bilgi almak istiyorsanız iletişim formlarında yer alan sorunları çözmeniz gerekir. Bunun için aşağıdaki çözümlere başvurabilirsiniz:

  • İletişim formunu kullanıcılara mümkün olduğu kadar çekici gözükmesini sağlayın. Onu mümkün olduğunca kısa ve basit yapın.
  • Yalnızca ad ve e-posta adresi gibi ihtiyacınız olan bilgileri toplayın.
  • Yalnızca gerekli olduğu zaman telefon numarası gibi ek alanları kullanmaya çalışın.
  • Harekete geçirici mesaj kopyanız için “Gönder” dışında farklı bir mesaj kullanmaya çalışın.
  • Formun konumunu, rengini, metin kopyasını ve alanlarını kontrol edin.
  • İşletmeniz için neyin işe yarayıp neyin işe yaramadığını görmek için A/B testlerini kullanarak performans sonuçlarını ölçün.

12. Robots.txt Dosyasındaki Problemler

Siteniz arama motorları tarafından indekse eklenmiyor ise bir problem olduğu kesindir. Bu tür bir durumla karşı karşıya kaldıysanız robots.txt dosyanız temel probleminiz olabilir. Arama motoru örümcekleri söz konusu sitede yer alan URL’leri dizine ekleyip eklememe konusunda karar vermeden önce bu metin dosyasını kontrol ederler. Dolayısıyla robots.txt dosyası bir sitenin kural defteri görevini görür.

Sitenizin robots.txt dosyasında sorun varsa bu sorunu gidermek için şunları denemeye başlayabilirsiniz:

  • İlk önce sitenizin robots.txt dosyasının var olup olmadığını kontrol etmelisiniz.
  • Kontrol sonrasında bu dosyayı bulursanız Disallow gibi bir komutun olup olmadığına bakmalısınız.

Dosyanın içerisinde Disallow komutuyla ilgili bir şeyler varsa bunu hemen sitenizin geliştiricisine bildirmelisiniz. Bu sorunu onlar çözebilecektir. Disallow satırı örümceklere sitenizin tamamını taramama konusunda çeşitli yönlendirmeler içerebilmektedir. Robot.txt dosyasında değişiklik yapma konusunda bilinçli değilseniz bu görevi uzman bir geliştiriciye bırakmaya çalışmalısınız.

13. Yanlış Yapılandırılmış Noindex

İşletme sahiplerinin karşılaştığı en yaygın SEO sorunlarından biri noindex problemidir. Aslında bu sorunun yıkıcı etkileri yanlış yapılandırılmış bir robots.txt’inden daha fazladır.

Şimdi Okumalısın!  Sosyal Profilleri Kullanarak Kaliteli Linkler Elde Etmenin 5 Yolu

Başlangıçta yanlış yapılandırılmış bir robots.txt sitenizin sayfalarını Google indeksinden çıkaramaz ancak bir noindex yönergesi dizine eklenmiş sayfalarınızın her birini Google indeksinden silebilir. Noindex, geliştirme aşamasındaki siteler için kullanışlıdır. Çünkü bu direktif kullanıcıların arama sonuçlarında erken görünmelerine engel olur. Ancak e-ticaret siteleri için bu sorundan başka bir şey getirmemektedir.

Bu problemi çözmek için yapmanız gereken ilk şey sorunu bulmaktır. Aynı anda birden fazla sayfa taramanıza izin veren Screaming Frog gibi bir araç kullanmak işinizi kolaylaştırabilir. Ancak işinizi araçlara bırakmak yerine noindex için kendi başınıza bir denetim gerçekleştirmelisiniz.

Sitenizin kodlarına girerek noindex için bir arama yapmalısınız. Noindex olan ibareleri index olarak değiştirebilir veya bunları boş bırakabilirsiniz. Bu adımı tamamladığınız zaman Google web sayfalarınızı indekse eklemeye başlamak için otomatik olarak bir sinyal alacaktır.

14. Meta Açıklama Uzunluğu

Online kullanıcılar arama yaptıkları zaman arama sonuç sayfasında meta açıklamanın tamamını görmek yerine dolu dolu noktalarla karşılaşabilirler. Bu durum sitenizin arama motoru performansı için sıkıntılı bir durumdur. Çünkü metin tahsis edilen kelime miktarını veya piksel sayısını aştığı için bu noktalarla karşılaşılmaktadır.

Bu olduğu zaman sitenizin aradıkları bilgiyi sağlayıp sağlamadığını belirlemeye çalışan kullanıcı için sinir bozucu olur. Arama motoru sonuç sayfasında meta açıklamada sürekli nokta çıkmasını istemiyorsanız onları düzeltmelisiniz. Başlık etiketi ve meta açıklamaları ideal uzunluklarla sınırlı tutmalısınız.

15. XML Site Haritalarında Hatalar

XML site haritaları sitenizin işlenmesi hakkında Google’a uyarı sinyalleri gönderir. Bu nedenle, eksik veya hataları bir site haritası sayfanız hakkında Google’a yanlış bir bilgi gönderebilecektir. Arama motorları sadece site içeriğini anlama konusunda sıkıntı çekmezler. Aynı zamanda site hiyerarşisini anlama konusunda problem yaşayabilirler. Google Search Console bu tür problemleri tespit etme konusunda size yardımcı olabilir.

XML site haritaları ile ilgili sorunları çözmek istiyorsanız site haritaları raporunun açılış sayfasında gönderilmiş olan site haritalarını gözden geçirmelisiniz. Bunlardan birine tıklamalı ve daha fazla bilgi için detaylara göz atmalısınız.

Sorunları çözmek için sitenizdeki site haritası oluşturma ve gönderme eklentisinin düzgün ve sorunsuz çalıştığından emin olmalısınız. Bu nedenle, uygun şekilde entegre olan ve kaliteli olan SEO eklentilerini kullanmak son derece mantıklıdır.

16. Yönlendirme Zincirleri

Bir yönlendirme zinciri, ilk URL ile son URL arasında birden fazla yönlendirme olduğunda gerçekleşir. Bir URL yönlendirildiği zaman doğrudan son hedefine yönlenecek şekilde yönlendirme yapılmalıdır. Yönlendirme zincirinin problem olmasının temel sebebi ise tarama bütçesi açısından sorun çıkarabilmesidir.

Çözüm için sitenizde yer alan yönlendirmeleri kontrol etmelisiniz. Yönlendirme zincirlerinin nerede olduğunu öğrendikten sonra birden çok yönlendirmeden geçmesine izin vermek yerine son hedefi hedefleyen tek bir yönlendirmeye izin vererek linki güncellemeniz yeterli olacaktır.

17. HTTPS Protokolü

Site güvenliği her şeyden önemlidir. Google’dan gelen resmi açıklamalardan sonra HTTPS protokolü çok daha önemli hale gelmiştir. Artık HTTPS olmayan siteler kullanıcılara güvenli olmayan site olarak gösterilmektedir.

Sitenizde HTTPS protokolünün aktif olup olmadığını kontrol edebilirsiniz. Örneğin, siteniz http://example.com şeklindeyse sitenize https://example.com şeklinde ulaşmayı denemelisiniz. Eğer URL satırında “Güvenli” ibaresi çıkıyorsa siteniz HTTPS protokolünü kullanıyor demektir.

Bu problemi çözebilmek için SSL sertifikasına sahip olmanız gerekmektedir. Bir SSL sertifikasını ücretli servislerden yararlanarak satın alabilir veya daha basit çözümler olan CloudFlare ve Let’s Encrypt gibi ücretsiz SSL hizmetlerinden yararlanabilirsiniz.

Sonuç

Umarız sitenizi saran ciddi teknik SEO sorunlarıyla karşılaşmazsınız. Burada yer alan bilgilerle karşılaşılan yaygın problemlerin farkına varabilme ve onları kısa sürede düzeltme şansına sahip olabilirsiniz. Müşterilerinizi veya ticari büyümenizi kaybetmemek için mutlaka önleyici bir yaklaşım benimsemeli ve sorunların her birini tek tek kontrol etmelisiniz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir